Yazan: Aslı Atasoy

Ayvalık’ta torba ağ atan trata tekneleri yaklaşık 20 yıldır yok. Cundalı şef Tayfun Gökşin, coğrafyasına ve kişisel tarihine selam çakmak için Trata Ayvalık isimli gezici lokantası ile Ayvalık’ın farklı noktalarında açık havada 20 kişi için çok özel sofralar kuruyor.

Sırf bu deneyim için Ayvalık’a gelinir

Ayvalık bu yaz özellikle farklı yemek deneyimlerini tatmak isteyenler için bir çekim merkezi olacak. Nedeni, Tayfun Gökşin’in gezici lokantası Trata Ayvalık.

Yazı Ayvalık’ta geçirenler bilirler, burada yapılan her farklı şey dikkat çeker ve ilgi görür. Benim de önce instagramda @trata.ayvalik hesabında, daha sonra Asu Maro’nun keyifli yazısında denk geldiğim Trata Ayvalık bu yazın en güzel yemek etkinliklerinden birisi.

Şef Tayfun Gökşin’in projesi olan gezici mutfak Trata Ayvalık, haftanın 4 günü hizmet veriyor. Bir minivanın çektiği römork üzerindeki kapalı şık mutfak, o günün şanslı 20 kişisine Ayvalık etrafındaki çok güzel yerlerden birinde hazırlanan masalarda leziz yemekler sunuyor. Doğanın koynunda beyaz ve çok sık bir sofrada.

En iyilerden el aldı, farkını yarattı

Tayfun Gökşin ile yaptığımız sohbette, Trata Ayvalık’ın 12 yıllık mutfak deneyiminden çıktığını öğreniyoruz. Cunda’da Uno ve Ayna’nın ardından Şemsa Denizsel’in efsanesi Kantin’de geçen 12 yıl Gökşin’in yaratıcılığı ve farklılığı ile Trata Ayvalık’a dönüşmüş. Çalıştığı yerlerin kendisi için çok önemli olduğunu özellikle Şemsa Denizsel’in profesyonelliğinin kendisini dönüştürdüğünün altını çiziyor. Bu mart ayında doğada mobil bir lokantada misafirlerini ağırlama düşüncesini geliştiren genç şef, haziran ayının ilk haftası projesini hayata geçirmiş.

dunyanin en ozgur lokantasi trata ayvalik

Trata Ayvalık nedir?

Trata Ayvalık deneyimini yaşamak isterseniz instagramdan rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Size gelen özel mesajda en yakın hangi gün için rezervasyona kabul edildiğiniz ve ödeme yapmanız gerektiği belirtiliyor. Çünkü yemek açık havada yapıldığı için hava durumunun en müsait olduğu gün ve konum seçiliyor. Yani yemek günü en erken saat 14:00’de nerede yemek yiyeceğinizi öğreniyorsunuz. Mesajda mümkünse beyaz giymeniz, uzun kollu bir kıyafet getirmeniz ve 15 yaş altında çocuklar için arazi koşulları nedeniyle hizmet verilmediği gibi pek çok ayrıntı size ulaşıyor.

Güneş sofranızda batıyor

Şef Tayfun Gökşin’in yemekleri ve hazırladığı şimdiden efsane olan sofralar, Ayvalık yakınlarındaki bir koy, Cunda’daki zeytinlik ya da merkezdeki tarihi bir yağ fabrikasının bahçesini 20 kişi için güzelleştiriyor. Yemekten sonra kesinlikle farklı bir deneyim ve mutlulukla sofradan kalkıyorsunuz.

Kuzey Ege’nin en özel yemekleri

Kuzey Ege’nin tarihinde önemli yer tutan mübadele kültürünü de taşıyan Gökşin, bir şef olarak tamamen Ayvalık ve Kuzey Ege’nin coğrafi ürünlerini kullanıyor. Mevsimin en güzelleri özenle seçiliyor, onun ellerinden tabaklara ve sonra da yemek hafızanızın baş köşesine oturuyor. Bir menüde yaklaşık 10 çeşit oluyor.

Bir Trata Ayvalık akşamında katılırsanız şayet size örnek bir menü sunalım. Tayfun Gökşin’in şu aralar favori lezzetleri şöyle: Domates soslu peynir pate, kızarmış ekmekler, cevizli kuru bakla favası, Şemsa Denizsel tarifi imam bayıldı, deniz fasulyesi üzerinde hamsili ançüez, fırın biber turşusu, Fransız usulü kalamar, karides şiş, sülünez ya da midye, bazen sardalye ya da iri etli balık, börek ve tatlı. Dilerseniz keyifli bir içki de bu menüye eşlik ediyor.

Patron hava durumu

Şef Tayfun Gökşin, bir gününü şöyle anlatıyor: “Sabah mutfağa 09:00’da gidiyorum, güne bol kahve ile başlıyorum. 12:00’ye dek mutfakta üretim, 12:00 ile 14:00 arası alışveriş oluyor. Öğlen sosyal medya mesajlarını yanıtlıyorum. Saat 14:00 gibi o günün hava şartlarına göre lokasyonu belirliyorum ve herkese yeri bildiriyorum. Saat 17:00 gibi yemek yenilecek yerde arazide şartlara uygun hazırlanıyorum. Üç kişilik bir ekiple çalışıyoruz. 19:00 civarında ise misafirlerimiz geliyor.”

En büyük detay lezzet ve sadelik

Akşam yemek yenilecek yere gittiğinizde masanız hazır olarak sizi bekliyor. İster iki kişi olun ister daha fazla, özenle hazırlanan bembeyaz masada yemek servisi 19:30 gibi başlamış oluyor. Ortamda kesinlikle müzik yok. Tayfun Gökşin misafirlerin ufka bakıp o anı doğa eşliğinde doya doya yaşamalarını istiyor. Zaten lokantasını doğaya taşımasının nedeni de bu: “Bu şekilde yemek yemeyi biz Cundalılar olarak zaten yapıyorduk, yapıyoruz. Babaannemin ve dedemin henüz Cunda köprüsü yokken adaya salla gelen misafirler için kurduğu enfes sofralar hatıralarımızda. Bir koyda ya da zeytinlikte masa kurup en güzel yemekleri yemek bizim hayatımızın bir parçası. Şehrin, betonun içinden gelen insan için bu deneyimin çok kıymetli olacağını düşündüm.” diyor.

Güneş batarken oluşan sihirli anlar, daha sonra led lambaların masaları aydınlatmasıyla devam ediyor. Gökşin, başlangıçta ve aralarda masaları ziyaret ederek konuklarına kısaca yemeklerini, hikayelerini anlatıyor. Bütün ayrıntılar doğaya uygun ve hassaslıkla düşünülmüş.

Sadece bu yaz için yapmayı planladığı Trata Ayvalık, Tayfun Gökşin’in yaratıcı zekâsı ve maharetli elleri ile önümüzdeki seneden itibaren farklı formlarda karşımıza çıkacağa benziyor. Doğaya saygılı ve sürekli araştıran usta şef Tayfun Gökşin, Ayvalık için çok önemli bir isim. Dünya gastronomi pazarında coğrafyamızın temsilcilerinden olması için umarım Kültür Bakanlığı gerekenleri yapar.