Bu yazıyı okuyan pek çok kadın hamileliğin nasıl bir süreç olduğunu bilir, Ben o sürece bir de tam 45 kilo rekor ekledim, Çeşit çeşit diyetler, diyetisyenler, ilaçlar, programlar, sıvılar, çaylar. Denenmeyen kalmadı ta ki Zumba ile tanışana kadar…

YAZI: Gülşah Özçakır

Öncesi ve sonrası örneklerindenim…
Zor iş; inanmak lazım, çabalamak, çok emek harcamak, yılmamak…
Bu yazıyı okuyan pek çok kadın bilir, nasıl bir süreç olduğunu hamileliğin. Ben o sürece bir de rekor ekledim, hem de hâlâ daha kendimden beterini duymadığım ve doktorumun da bizzat beni teyit ettiği. Tam 45 kilo. Arkadaşlarım var benim neredeyse bu kilolarda. Kısacası içime bir insan daha tıktım. 9 ay gibi kısacık bir sürede hem de.

Şu an o zamanki halimin vahametine gülebiliyorum; daha hamileliğimin ilk aylarında beni doğurmak üzere sananlar bir yana, sevgili oğlumu kucağıma aldıktan sonra bile “Ah kızım Allah kurtarsın, doğum ne zaman?” diyenler bir yana, halim acınası…

Tabii ki bu balon gibi şişmiş vücut çok acı çekti. Yürüyemedi, sırt ağrısından uyuyamadı, demir çubuklu yelekler giydi-belini doğrultamadı, bacak araları pişik içinde kaldı birbirine çarpan boğum boğum etten. Bütün kan değerleri sapıttı ve hiç hoşlanmadığı bir bedenle başbaşa kaldı.

Çeşit çeşit diyetler, diyetisyenler, ilaçlar, programlar, sıvılar, çaylar, Denenmeyen kalmadı. Beden küçülmeye başladıkça araya spor sıkıştırıldı. O kadar zor bir yoldu ki bu. Gözümün döndüğü besinler diyetleri, adım atmaya halim olmayan vücudum sporu boykot edip durdu. Sürekli halde canım uğraşmamak hemen terk etmek istiyordu. Ben yoldan gönüllü çıktımlar arkası çok büyük pişmanlıklar defalarca yaşandı.

Bu yoldaki en büyük tutamaçlarımdan biri oldu Zumba. Türkiye’nin Zumba kraliçesi Didem Zeybek şöyle tanımlıyor; “Eğlenerek forma girmeye hazır mısınız? İşte Zumba programı tam olarak bunu sağlıyor. Zumba heyecanlandırıcı, efektif, takip etmesi kolay. Latin danslarından ilham alan bol kalori harcatan bir dans fitness egzersizidir. Öyle ki milyonlarca insan Zumba yaparak neşe içinde kilo verip sağlıklı kalıyorlar”

Evet o hantal, kıpırdadıkça bana işkence eden beden buna bayıldı. Yaşasın! bana kalori harcadığımı hissettirmeyen ve keyfine doyamadığım bir çıkış yolu bulmuştum. Hani bazı partiler, düğünler vardır, çıkarsınız ortaya gece boyunca coşarsınız, yerinize oturmayı hiç istemezsiniz. Gece biter siz güle oynaya ter içinde kalmışsınızdır ve oooohhhh mis gibi eğlendim, ne zamandır böyle bir şey yaşamamıştım dersiniz, işte öyle bir şey. Her dersi iple çektim, bir baktım ki Didem Hoca nın verdiği eğitimlere katılıp instructor bile olmuşum, aaa Orlando da convention dayım. Çok kıymetliydi; ben çok mutlu ve zayıflayan bir kadın olmuştum…
Bir bisikletin dişlileri gibi; kilo ver, spor yap, kilo ver, spor yap tıkır tıkır dönmeye başladı.
Wowwww Gülşah bu işi becermeye başladın kızım!!!
O kadar motive olmuştum ki üç beş, üç beş derken aldığım 45 kilodan kurtuldum.

Nefisssssss…
Harikasın kızım!
İncelmiş bedenimle çok mutluydum. Eskiden kalma tüm kıyafetlerim yine üzerimdeydi. Ama maalesef artık yeni sıkıntılarım vardı. Tamam giyinikken herşey harikaydı ve spor gerçekten beni inanılmaz forma sokmuştu ama bazı bölgeler ciddi birkaç düzeltme istiyordu. İşte tam da bu sırada benim dilimden anlayan, kendi çizgileri değil, hastalarının istek ve çizgilerine önem veren ve gerçekten bir sanat ustası olduğuna inandığım Dr. Serdar Bora Bayraktaroğlu ile yollarımız kesişti.
Eveeeet artık hayata tekrar hazırdım.
Yeniden doğmuş gibi, dipdiri.
47 yaşın olgunluk, tecrübe ve yaşanmışlığıyla çok daha genç bir bedene sahip şanslılardan biriyim ben. Bir müsibet bin nasihattan iyidir kaynaklı.
Sabahları 5’te kalkıyorum,
Ilık suya limon ve tarçınım var güzel bir başlangıç için.
Sonra adına meditasyon mu dersin, kendimi dinledim mi… Dua mı ediyorum dersin, enerji mi topluyorum. Her nasıl adlandırıyorsan.
Sonra herhangi bir spor. O gün gözüm neyi keserse, neyi isterse.
Olmazsa olmazlarım var benim.
Keçiboynuzu özü, polen, prebiyotik, çörek otu, çiğ susam, keten tohumu, zencefil, zerdeçal, arı sütü, sarımsak, avakado, kefir, yeşil kocaman yapraklılar, kırmızılar, bitmeyen tükenmeyen listem var.
O kadar çok şey öğrendim ve donandım ki bu süreçte.
Zerdeçal-kurkimin, domates-likopen vb ilişkileri, mikrobiyota, alkali, kil vb terimleri artık gündelik konuşmalarımda.
Her gün oluşturduğum bir buket karışım keşefedip, yapıp, içiyorum.
Evimde aloe vera bitkileri var, kopar kopar sür için…
Çiğ beslenme, hava karardıktan sonra yememe, bir sürü başlıkla ilgili biraz bilgi, biraz denenmişlik var.
Ağzıma attığım her lokma için beni sevindirir mi, üzer mi muhasebesini yapabiliyorum.
Büyük kas ne? Küçük kas ne? Pilates ne? Kardiyo ne? Hangisi ne şekilde ne zaman yapılır?

Hayat tüm aklımdakileri, hayalimdekileri yapmak için o kadar kısa ki. Benim yolculuğum sağlıkla, güzellikle bu süreyi uzatmak için elimden geleni yapmak.
Gelecek yazılarımda her birini detaylı, sizlerin de uygulayabileceği şekilde sırasıyla tanıtıp, anlatmak dileğiyle.