Yazan: Ayten Altun
Sabahın erken saatlerinde yürüdüğüm zaman çevredeki her kuşun ayrı ayrı sesleri olduğunu, denizin dalgalarının sahile vuran ritminin güzelliğini, gün doğumunun mucizevi etkisini, bulutların gökyüzünde dans edişini keşfediyorum.
Güzel gözlerin olmasını istiyorsan, insanlara iyilikle bak. Saçların güzel olsun istiyorsan, bırak çocuklar ellerini geçirsin saçlarından. İnce bir bedense istediğin, ekmeğini açlarla bölüş. Ve güzel dudaklara sahip olmak için, sadece güzel sözler söyle!
Sağlığının iyi olmasını istiyorsan hareket et, spor yap ve vücudunu çalıştır.
Doğarken tek bir bedenle doğuyoruz, yaşam planımızı bu bedenin ve aklımızın bize sunduğu imkanlar çerçevesinde sürdürüyoruz.
Sporcu bir geçmişe sahip olan ben insanların öncelikle yatırımlarını kendilerine yapmaları gerektiğine inanıyorum. Biz sonuçta ne ekersek, onu biçiyoruz. Mevsimlerin değişmesi, havaların soğuması bizim kendi vücudumuzu ihmal etmemizi gerektirmiyor. Kış günleri soğuk, yağışlı, karanlık, iç karartıcı olabilir. Ancak bu mevsimde vücudumuzun daha çok harekete ihtiyacı olduğu kesin.
Tek dikkat etmemiz gereken şey düşmemek, bir yerimizi incitmemek, soğuk almamak, sporu keyif ve mutluluk içinde mümkün olduğu kadar bedenimizin sesini dinleyerek, bize verdiği iç huzur ve dinginliği hissederek yapmak.
Yeni çağın bizlere armağanlarından biri gün geçtikçe gelişen spor salonları, yeni bir sosyalleşme kültürü bu mekanlarda artık mümkün. Yeni arkadaşlar tanımak, sporun insana verdiği sosyalleşme ve kendine güvenle birlikte farklı dostluklar kurmak, spor salonlarının da yeni misyonu. Çoğumuz spor salonunda toplu derslerin eğlencesini, birlikte spor yapmanın neşesini, enerjisini tatmışızdır. Kimilerimiz için ise böyle bir imkan; yoğun yaşam trafiği içinde bazen mümkün olamıyor.
Bireysel olarak en kolay ne yapabilirim diyorsanız, hepinize öncelikle sabahları bir saat erken kalkıp, hava henüz aydınlanmamış bile olsa yürümenizi öneriyorum. Yürümek insanı farklı düşüncelerle donatırken, çevreyi gözlemlemenizi, o güne kadar fark etmediğiniz detayları görmenizi sağlar. Kendimden örnek vermek gerekirse; sabahın erken saatlerinde yürüdüğüm zaman çevredeki her kuşun ayrı ayrı sesleri olduğunu, denizin dalgalarının sahile vuran ritminin güzelliğini, gün doğumunun mucizevi etkisini, bulutların gökyüzünde dans edişini keşfediyorum. Ağaçların dokularını, gelen kışla birlikte yaprakların ağır ağır dallarını terk edişlerini gözlemliyorum. Çevremde o güne kadar hiç görmediğim insanları görüyorum. Balıkçıları izliyorum, balığın oltaya takıldığı zaman ki çırpınışıyla birlikte onu tutan balıkçının büyük bir zafer kazanmışçasına gülümsemesini, birlikte sabahleyin tanımadığım insanların sahilde gülerek kahvaltı edişlerini, daha sportmen kişilerin koşmalarını izliyor ve kişilere ‘günaydın’ diyerek güne yeni bir serüvenle başlıyor gibi hissediyorum.