Kadınların en çok merak ettiği soruların başında hamilelik süreçlerinde meme estetiği konusu geliyor.
Meme estetiği malum, dünyada en sık yapılan estetik cerrahi prosedürlerin başında geliyor.
Haliyle bir plastik cerrah olarak yüz germeden sonra benim en sevdiğim konu meme estetiği. Hem pratiğimde hem de felsefesine dair derin farkındalığımın olduğunu söyleyebilirim.
Danışanlarım ve hastalarım muayene koltuğuna oturduğunda ve konumuz meme estetiği olunca, sorular da çok çeşitli oluyor. Hamilelik süreçleri ve meme estetiği arasındaki ilişkiye dair çok yanlış bilgilerin dolaştığını görüyorum.
Bu yazımda meme estetiği ve hamilelik ilişkisine değineceğim ve sanıyorum bu konunun açıklanmasına çok ihtiyaç var.
Meme estetiği derken sadece silikon meme implantı ile meme büyütmeden bahsetmiyorum. Aynı zamanda meme dikleştirme, meme askılama, meme küçültme hem dikleştirip hem büyüttüğümüz meme dikleştirme büyütme ameliyatları da meme estetiği başlığında değerlendirilir.
Hamilelik bir kadının anne adayı olması süreci ile başlıyor ve doğuma kadar süren mucizevi bir süreç ama kadın memesinde annenin yaşadığı değişim sadece 9 ayla sınırlı kalmıyor, sonrasında lohusalık süreci ve emzirme süreci de kadın memesinin değişime devam ettiği süreçler.
Bir kadın meme estetiği planlarken, hele bu kadın doğurganlık çağında ise, memesiyle ilgili iki genel senaryoyu bilmek ve tahmin etmek ister.
Senaryo 1; Meme estetiği yaptırmak isteyen bir kadın, bu işlem ister bir silikon meme ameliyatı olsun ister dikleştirme askılama ya da küçültme operasyonu olsun, süt verebilir mi? Emzirebilir mi?
Senaryo 2; Meme estetiği yaptırmak isteyen bir kadın, hamilelik sonrasında memesinin durumu ne olur diye anlamak ister. Büyütmüşse daha mı büyük olur? Dikleştirmişse tekrar sarkar mı ya da küçültmüşse tekrar büyür mü?
Yukarıdaki senaryoları açıklamadan önce gelin kadın memesinin hamilelik ve sonrasında nasıl bir süreçten geçtiğini görelim.
Hamilelikte ve sonrasında kadın memesi ne tip bir değişim sürecinden geçer?
Kadın memesi hamilelik sürecinin başından itibaren östrojen ve progesteron hormonlarının etkisiyle büyür, meme kanalları çoğalır ve annenin doğum sonrası bebeğini emzirmesi için süt yapımını arttırmaya yönelik hacmi artar.
Kadınlar hamilelik süreçlerinde kilo alarak bu sürece evrimsel olarak uyum sağlamaya çalışır. (Kadın bedeni besinleri depolayarak bebeğin süt alımı sürecinin aylar boyu aralıksız devam etmesini sağlamaya çalışıyor, yani kadının bedeni burada bir rezervuar depo gibi hareket ediyor)
Aslında bu yaklaşım besine ulaşamayan toplumlarda da içgüdüsel olarak devam etmiş ve hamile kadınların kilo almaları teşvik bile edilmiş. Böyle olunca da meme dokusu hem meme bezinden hem de alınan kilolarla büyümüş.
Tabi ki günümüz sağlık kriterleri bir hamilelik sürecinde alınması gereken ortalama kiloları veriyor ve bizi ona göre hazırlıyor ama ben memedeki değişimleri ele aldığım için kilo alımınızı da bu senaryonun içine ekledim.
Sonrasında doğum ve emzirme sürecine prolaktin hormonu da ekleniyor ve bebeğin emme refleksi ile meme bezleri süt üretmek için daha fazla ve her gün çalışıyor, bu da memenin hacimsel anlamda büyümesine sebep oluyor. Her kadın bu sürece aynı şekilde cevap vermese de çoğunlukla kadın memesi bu süreçte de büyümeye devam eder.
Sütün ve süt vermenin kesilmesi ile meme bezleri küçülür ve meme hacimsel olarak azalır. Çoğu kadın da bu süreçte aldıkları kiloların çoğunu verir, bu emzirme sonrası süreç yaklaşık 6 ay sürer. Kadın bedeni yeniden hamilelik öncesi duruma yaklaşır.
Meme dokusu (bezi) ve memeyi saran cilt dokusu eğer bu süreçte büyüyüp sonrasında küçülmesine yeterince uyum sağlayamazsa kadınlar genel anlamda memelerinin boşaldığını ve sarktığını hissederler.
Dediğim gibi bu süreci ben böyle aktarıyorum ama bütün kadınlar bu sürecin tamamını bu şekilde yaşamayacaktır, bazen bir kadın memesi emzirme sonrasında neredeyse eski halini alabilir ya da başka bir kadın için emzirme sonrası sarkma oluşmaz.
Ama konumuz hamilelik ve meme estetiği olduğu için ben olabilecek tüm senaryoları tüm yönleriyle yazmak istedim.
Gelelim hastaların merak ettiği senaryoların cevaplarına;
Senaryo 1; Meme estetiği yaptırmak isteyen bir kadın, bu işlem ister bir silikon meme ameliyatı olsun ister dikleştirme askılama ya da küçültme operasyonu olsun, süt verebilir mi? Emzirebilir mi?
Bu sorunun cevabı evet, ister silikon ile meme büyütme isterse dikleştirme ve küçültme operasyonu geçirsin, bir kadın bu meme estetiği işlemlerinden sonra emzirebilir. Çünkü bu işlemler sırasında meme bezi ve kanalları zarar görmez. Memenin aşırı büyük olduğu çok nadir senaryolar için planlanacak meme küçültme işleminin tekniği bazen meme kanallarının kesilmesine sebep olabilir. Bundan dolayı operasyon sonrasında emzirme gerçekleşemez ama zaten biz plastik cerrahlar bu tekniği çok çok büyük memeleri küçültmek ya da hasta grubunun doğurgan olmadığı dönemlerdeki hastalar için planlarız. Yani çok nadir bir durum.
Senaryo2; meme estetiği yaptırmak isteyen bir kadının hamilelik sonrasında memesinin durumu ne olur? Büyütmüşse daha mı büyük olur? Dikleştirmişse tekrar sarkar mı ya da küçültmüşse tekrar büyür mü?
İşler burada biraz değişiyor. Yukarıda anlattığım süreçler, ister meme ameliyatı olsun isterse olmasın memenin yapısında değişiklik yaratan süreçler. Ama herkeste farklı farklı.
Nasıl farklı?
Emzirmenin, meme estetiği yaptığımız bir memeyi deforme etmesi genellikle 3 şekilde olur;
- Meme çok az deforme olur ve biz hiçbir şey yapmayız.
- Meme hafif deforme olur, burada memeye küçük bir revizyon dikleştirme eklenebilir.
- Meme yoğun deforme olabilir (özellikle hamileliklerinde yoğun kilo alıp verenler, emzirme sonrası yoğun boşalan meme dokusu yatkınlığı olan hastalar), burada dikleştirme yenilenir belki silikon implant uygulanabilir.
Hastalar yukarıda saydığım senaryolardan çoğunda 1 ve 2’ye uyar, yani hiçbir şey yapmayız ya da revizyon dikleştirme uygularız.
Ama hangi hastanın hangi süreçlerden geçip nihai olarak hangi gruba gireceğini öngörmek mümkün değil, bu kişisel bir süreç ve sonucunda hamilelik ve emzirme döneminin, yani yaklaşık 2.5- 3 yıl sonraki durumun sonucunda değerlendirilebilecek bir durum. Ama bilinmesi gereken en önemli nokta, kadınların bu süreçler sonunda hangi senaryoyu yaşarsa yaşasın bu problemlerinin çözülebileceğini bilmesi.
Kısaca özetlemek gerekirse dünyada çok rağbet gören bu meme estetiği, hamilelik süreci sonrası ve öncesi planlanabilir. Doğru yönlendirme, bilgilendirme ve uygulamalarla mutlu ve sağlıklı memelerle kadınlar daha özgüvenli ve konforlu bir yaşam sürebilir.