Aynalarla barışmamızın önündeki engeller neler?
Yaşımız mı, kilomuz mu, sarkıklıklarımız mı, kırışıklıklarımız mı, yoksa sosyal medya mı?
Neden kendimizden, görüntümüzden memnun değiliz? Bunu düşündüğünüz oluyor mu?
Ben düşünüyorum. Çünkü işim insanları daha güzel, daha iyi ve mutlu, sağlıklı ve genç göstermek. Bu konuya birlikte biraz kafa yoralım istiyorum bu hafta.
Hepimiz belli ölçülerde kendimizin daha iyi, daha güzel ve daha genç halini istiyoruz. Kendinden memnun, yeterli hissetme halini yaşayan biriyle uzun zamandır karşılaşmadım açıkçası. Dünya güzellerine bile sorsanız şuram şöyle olsaydı daha güzel olurdum, daha mutlu olurdum derler.
Bizi bu sosyal medyalar mahvetti!
Son yıllarda sosyal medyada geçirdiğimiz zamanın aşırı fazlalaşmasıyla beraber; kendimizi; bedenimizden, yüzümüzden tutun da evimizden bahçemize, eşimizden çocuğumuza kadar hep başkalarıyla kıyaslar hale geldik. Bu durumdan çıkamıyoruz.
Özellikle takip ettiğimiz ünlüler, modeller, oyuncular, mankenler, fenomenler bize kendimizi kötü hissettiriyor. Onlara benzeyemediğimiz yerlerimiz tü ka ka oluyor bizim için. Keşke onlar gibi olabilsek belki her şey daha iyi olurdu zannediyoruz.
Bu zannetme ve kendini tatminsiz bir yaşam girdabına sokma halinin 20'li ve 30'lu yaşlarda çok daha yoğun olduğunu görüyorum. Mutsuz ve kendisini beğenmeyen bir genç nesilden bahsediyoruz ne yazık ki. Bu durumun sosyo ekonomik, kültürel, psikolojik birçok nedeni olabilir.
Ama bu hal içinde görmemiz gereken şey, varmamız gereken yer; hepimizin tek ve biricik olduğu. Kendimize özgü ve ayrı olduğumuz. Bana beğendiği bir ünlüye benzetilmek için gelenleri bir ayna yardımıyla kendileriyle tanıştırıyorum. Neredeyse her gün dakikalar harcadığımız aynaya aslında hiç de gerçekten bakmadığımızı fark ediyorum. Fark ediyorlar. Gerçekten kendimizi görmediğimiz, görmeden baktığımız o kadar örnekle karşılaştım ki. Bu farkındalıktan sonra gerçek niyet ve istekleri ortaya birlikte koyuyoruz. Angelina Jolie dudağı değil Ayşe'nin dudağını daha dolgun, Gigi Hadid'in burnu değil Fatma'nın burnunu daha zarif ona özel hale getiriyoruz. Bu özgüven ve kendi olmanın getirdiği mutluluk bir ünlüye benzeme ya da moda estetik kalıplarına girmekten çok daha memnun edici ve mutluluk verici oluyor. Böylelikle çok daha keyifle ve sevgiyle güzelleşip gençleşiyorlar.
Bir estetik plastik cerrah olarak bu konudaki farkındalığımı yıllar içerisinde geliştirdim diyebilirim. Yüzlerce binlerce insanla görüşmelerim, dokunuşlarım, müdahalelerim sonucunda gördüm ki kendimiz için bir adım attığımızda, küçük ya da cesur adımlarda kendimizi daha iyi hissediyoruz.
Şikayet etmek yerine adım atmak! Adım atamıyorsak emeklemek!
Herkesin zamanı, herkesin harekete geçme hızı kendisine özgüdür. Hiçbir şey için geç kalmadınız merak etmeyin. Estetik müdahalelerde çok şükür ki birçok deformitenin ve yıllanmışlığın çaresi var.
Sizi, sizin özünüzü anlayan ve hayallerinize duyarlı olan bir plastik cerrahla daha iyi, daha güzel ve daha genç halinizi yaratabilirsiniz. Kendinizin daha iyi ve sağlıklı hali için şimdi bir adım atın. Bu bir yürüyüşe çıkmak ya da küçük bir botoks uygulaması dahi olabilir. Fark etmez. Yeter ki kendimizden memnuniyeti ve mutluluğu yeniden ele alıp düşünmeye başlayalım.
Bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum. Sosyal medyamda bunu tartışalım hep birlikte.